2001
Filistin mücadelesinin önde gelen isimlerinden Faysal Hüseyni, kalp krizi geçirerek öldü.
1971
NURHAK KATLİAMI...‘NURHAK SANA GÜNEŞ DOĞMAZ’... Ocak 1971’de Malatya’nın Akçadağ civarındaki dağlık bölgeye yerleşerek eğitim çalışmasına başlayan 20 kişilik THKO grubunu Sinan Cemgil komuta ediyordu. Mayıs ayının son günlerinde biten eğitimden sonra keşif gezileri yapılmaya başlandı. 31 Mayıs günü Kürecik’teki ABD radar üssüne doğru hareket eden THKO militanlarını gören İnekli Köyü muhtarı, jandarmaya ihbarda bulundu. 7 THKO militanı jandarma tarafından kuşatılınca çatışma çıktı. Çatışma sonucunda THKO önderlerinden Sinan Cemgil, Kadir Manga ve Alparslan Özdoğan yaşamını kaybetti, Mustafa Yalçıner ile Hacı Tonak yaralandı.
1970
PERU’DA DEPREM: 64 BİN ÖLÜ...
1962
NAZİ SUBAYI İDAM EDİLDİ... Savaştan sonra Arjantin’e sığınan Adolf Eichmann, İsrail İstihbarat Servisi tarafından kaçırılarak idam edildi.
1957
SAFARİS ÖLDÜRÜLDÜ... Yunanistan’ın Nazi işgalinden kurtulmasında önemli rol oynayan, başkomutanlığını yaptığı ELAS’ı askeri bakımdan yetkinleştiren Yunanistan Komünist Partisi üyesi Safaris, bir Amerikan askeri servis aracı tarafından ezilerek öldürüldü.
1935
PAKİSTAN’DA TOPRAK KAYMASI.... Pakistan’da, Quetta’da toprak kaymasında 60 bin kişi hayatını kaybetti.
1927
Fidel Castro (1927- ...)... Küba Devrimi’nin önderi ve devlet başkanı Fidel Castro Ruz Oriente’de doğdu. Büyük arazi sahibi, zengin bir göçmen ailenin çocuğuydu. Üniversite yıllarında iken, o zamanın Küba Cumhurbaşkanı Carlos Prio Soccarras yönetimini eleştiriyor, ateşli konuşmasıyla çevresini etkiliyordu. Fakülteyi bitirince avukatlığa başladı. Daha sonra, ılımlı solcu, reformcu bir parti olan, “Ortodoxos”a katıldı. Henüz o yıllarda marksist düşünceyi öğrenip benimsememişti. 1952 yılında yapılacak seçimlere bu partiden aday olacağı kesinleşmişti. Ama, seçim yapılmadan, 10 Mart 1952’de Fulgencio Batista’nın hükümet darbesi gerçekleşti. Batista’nın diktatörlüğü altında çok ağır bir baskı dönemi başladı. Yürekli bir hareketin Batista’ya karşı ulusal bir ayaklanmaya yol açacağına inanan Castro, kadınlı erkekli 170 arkadaşıyla 26 Temmuz 1953 yılında Santiggo’da Moncada askeri kışlasına bir baskın düzenledi. Baskından sonra Castro ve arkadaşları yakalanıp tutuklanarak cezaevine kondu. Castro 15 yıla mahkûm edildi. Cezaevinde günlerini, Jose Marti, Marx ve Lenin okuyarak geçiren Castro, marksist düşünceyle ilk olarak burada tanıştı. Fidel Castro ve arkadaşlarının 1956 sonlarında Küba’da başlattıkları gerilla savaşı, 2 yılı aşkın bir zaman sonra başarıya ulaştı ve Batista rejimi yıkıldı. Küba devrimi işçilerden, köylülerden, küçük burjuva aydınlara kadar, halkın çeşitli kesimlerinin desteğiyle gerçekleştirilen bir devrim oldu. Castro ve Che Guevara önderliğinde yapılan devrim sosyalist bir devrim değildi, en belirgin özellikleri, antiemperyalist ve ulusal karakterli oluşuydu, belirli düzeyde antikapitalist özellikler de taşıyordu. Bir süre sonra, Castro’nun başbakanlığa getirilmesiyle beraber Küba yeni bir sürece girdi. Ekonomik ve diplomatik alanda Sovyetler Birliği’yle yakınlaşması, devrimci Küba’nın çarpık marksizm anlayışının göstergesi oldu. Nitekim o dönemde Sovyetler Birliği, Kruşçev yönetiminde revizyonist bir yönelimi başlatmış bulunuyordu. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Castro’nun önderliğinde başarıya ulaşan Küba, 20. yüzyıl emperyalizmini altetmeyi başaran ilk Latin Amerika ülkesi oldu.