bu yangını kim sondürecek?

Ayrımcılığın böylesi görülmedi. Diyarbakır Belediyesi’nin Trabzon’a hibe ettiği itfaiye aracının başına gelmeyen kalmadı.
Trabzon’a bağlı Çayırbağı’nın AKP’li Belediye Başkanı Hilmi Köroğlu, BDP Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’den, “Partimin belediye başkanları bile vermedi, verseniz siz verirsiniz” diyerek, itfaiye aracı istedi. Baydemir’in verdiği aracın plakası 21 olunca araç 20 kez durduruldu. Yaşananlar bununla sınırlı kalmadı, şoförün evi basıldı.
5 BİN NÜFUSU VAR, BİR ARACI YOK!
Trabzon’a 45 kilometre uzaklıktaki yaklaşık 5 bin nüfuslu Çayırbağı beldesinde iki aydır tek gündem konusu, bir itfaiye aracı. İtfaiye aracının en önemli özelliği ise Diyarbakır Belediyesi’nden hibe yoluyla alınması. Aracın öyküsü, Çayırbağı’nın AKP’li Belediye Başkanı Hilmi Köroğlu’nun, beldenin yolunu yapan Diyarbakırlı müteahhitten ricasıyla başladı.
ARAÇ HİBE EDİLDİ
Konu Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e ulaştı. Daha sonra Köroğlu, Antalya’daki belediye başkanları seminerinde Baydemir’le yüz yüze de görüştü. Köroğlu, “Kendi partimin belediye başkanları bile yardımcı olmaz, verirseniz siz verirsiniz” dedi. Bu talep üzerine Diyarbakır Belediyesi bir aracı hibe etti.
20 DEFA DURDURULDU!
Aracın başına gelenleri ise Baydemir şöyle anlattı: “Gaziantep’ten Trabzon’a kadar, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin ismini ve plakasını taşıyan araç, 20 ayrı noktada arandı. Bakın Fırat’tan Habur’a doğru değil, Fırat’tan Trabzon’a doğru, 20 ayrı noktada araç durduruldu. Gece sabaha karşı saat 05.00’te ilgili beldede şoförün evine operasyon düzenlendi. Şoförün evine baskına giden jandarma ve polis ekipleri, ‘Bomba ihbarı aldık’ demişler. Maalesef böyle bir noktaya gelmişiz”
ANLAM VEREMİYORUM
Başkan Köroğlu ise, “Şu ana kadar 5-6 yangına müdahale ettik. İnsanlar memnun. Bu ayrımcılığa anlam veremiyorum” dedi. Belde sakini Bahri Kalıntaş ise, aracın alınmasının doğal olduğunu belirterek, “Orası da bizim memleketimiz. Ayrı bir yer değil ki” dedi. Belde sakini Muzaffer Birinci de, “Bize yardım verildiği için olumlu karşılıyoruz. Ben de oralarda çok çalıştım. Çok misafirperver insanlar” diye konuştu.

Kitlesel önyargı oluşturmak sanırım bu olsa gerek. Sürekli ülke bölünecek ülke bölünecek yaygaraları yapanlar aslında çaktırmadan, o sınırları beyinlerde çiziyorlar. İster istemez halktada doğulu batılı anlayışı hüküm sürmeye başlıyor. "hayali" açılım propagandalarıda sürekli çözülecek diye bekleyen kitlenin aslında çözümün kendisinde olduğunu unutturur nitelikte oluyor maalesef. Bununda yolunun eğitim, bilinçlenme ve örgütlenme olduğunu düşünüyorum ben kanımca