Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanlığı için adaylığını açıkladı. Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Sav ve arkadaşları da destekledi. Böyle bir durum, Kılıçdaroğlu’nun solcu, Sav ve arkadaşlarının sağcı olduğunu düşünenleri şaşırttı. Onlara göre, bir tarafta Kılıçdaroğlu, diğer tarafta Sav grubundan birisi olacaktı ve CHP içinde sağ, sol başkanlık ve parti iktidarı yarışı olacaktı.
Bazıları da, Sav ve arkadaşlarının Baykal ile arasının bozuk olduğunu ileri sürerek, Kılıçdaroğlu’nu Sav ve arkadaşları destekliyorsa Kılıçdarolu da Baykal karşıtı gruptandır yorumları yaptı.
Oysa, Kılıçdaroğlu’nun da, Baykal’ın da, Sav’ın da, Öymen’in de birbirinden esaslı bir farkı yok.
Bunların hepsi, halkçı maskeli sağcı bir partinin figürleridir. Birinin Alevi olması, diğerinin geçmişte solculuğa bulaşması, bir diğerinin başka bir özelliğinin olması durumu değiştirmez.
Diğer partiler gibi, CHP’de de partinin yolunu, rotasını kişiler değil, partinin niteliği, programı belirler. CHP, işçi sınıfı mücadelesini saptırmak, sınıfı bölmek misyonuna sahip bir partidir.
Burjuvazinin yangın söndürücüsü, koltuk değneğidir. Hiçbir zaman sol bir parti olmadığı gibi, Avrupa’dakiler kadar dahi sosyal demokrat bir parti olmamıştır.
Kılıçdaroğlu’nun yapabilecekleri, Dersim katliamı meselesinde görülmüştür. Bundan sonra da oradaki gibi tavır alacaktır.
Bazen Aleviler, işçiler lehine bir söz edecek, sonra hemen söylediğini tekzip edip devlet partisi söylemlerine geri dönecektir.
Kılıçdaroğlu, uzun vadeli bir lider de olmayacaktır. Geçici bir liderdir. CHP içindeki kliklerin, hiziplerin hesaplaşması için yeterli zaman olmadığı için ve medya desteği nedeniyle geçici bir formül olarak başkanlığa getirilmiştir. Yani, bir nevi son “Altan Abi”dir. CHP’nin köklü klikleri pozisyonlarını netleştirdiklerinde yeni bir seçimle, yeni başkan belirlenecek, belki Baykal bir daha geri dönecektir.
Belki de seçimlere kadar Kılıçdaroğlu ile gidilecek ve daha sonra yeni lider formülü gündeme gelecektir. AKP’ye karşı seçimde CHP alternatifini destekleyecek güçler, Kılıçdaroğlu’nu ikinci Ecevit gibi lanse edip başarı kazanmak isteyebilirler.
CHP ve Kılıçdaroğlu’nu destekleyen burjuva kliklerinin hesabı ne olursa olsun, bu hesapta işçi sınıfı, emekçiler ve Kürtler için olumlu bir şey yoktur.
İşçi sınıfı ve emekçiler 1 Mayıs’ta sağladığı birliği demokrasi mücadelesinde genişleterek sürdürebilirse, 26 Mayıs gibi eylemlerde kitlesel olarak yer alabilirse, önündeki engelleri aşarak yürümeye devam edebilecektir. O engellerden biri olan Kılıçdaoğlu’nun gerçek yüzünü de işçi sınıfı mücadelesinin ivmesi arttığında dost düşman daha iyi görecektir.