ARİF NACAROĞLU-arif1@gantep.edu.tr
Mimar ve mühendis odalarının genel kurulları, bölgelerden başlayarak yapılıyor. Bölgelerde seçimler sonuçlanıp delegeler belirlenecek ve genel merkez seçimleri yapılacak. Meslek odaları içerisinde önemli ağırlığa sahip mimar ve mühendis odalarının yönetimlerinin emekten yana oluşması, emekten yana politikaların üreticisi ve takipçisi olması çok önemli.
Mühendisler içerisinde her sosyal gruptan insan var. Genel kurullara zaman zaman siyasetçiler de ilgi gösteriyor.
Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi’nin genel kurulu da siyasetçilerin ilgi gösterdiği kurullardan biri oldu. AKP’nin şehir milletvekilleri ve il başkanı ile CHP milletvekilleri, salondaki yerlerini almışlardı. EMO Genel Başkanı Musa Çeçen’in, özelleştirmelerin yabancılaştırma ve yandaş sermaye grubu yaratmayı amaçlayan talana dönüştüğünü vurgulayan ve TEKEL işçilerinin mücadelesini hatırlatan konuşmasına, salonda bulunan AKP il başkanı daha fazla dayanamadı ve milletvekillerine eliyle “Yürüyün” komutu vererek ve bağırarak salonu terk etti. Milletvekillerinden Mehmet Erdoğan da salondan çıkarken tüm gücü ile bağırıyordu:
- Terbiyesizler. Bu solculara rağmen özelleştirmeler sürecek!..
Buraya kadar şaşırtıcı bir şey yok. AKP’nin kimden yana olduğunun en güzel örneğini vekiller yeri geldikçe gösteriyorlar. Ama üzücü olan, mühendislik eğitimi almış bazı üyelerin, özellikle TEDAŞ’ın özelleştirilmesi sonucu işsiz kalma tehlikesi yaşayacak mühendislerin, AKP’li vekillerden yana tavır koymasıydı. Emekçilerin özelleştirmeden yana olması, hele özelleştirme sonrası işlerini kaybedecek olmalarına rağmen sağ politikalara destek vermesini sadece “kafa karışıklığı” ile açıklamak mümkün değil. Bu aymazlığa, olsa olsa “kavram karmaşıklığı”, “felsefi zayıflık” demek mümkün.
On yıllık mühendis... TEDAŞ’ta zaten mühendise yakışmayacak maaş ile çalışıyor. Özelleştirme tamamlanıp torba yasaya sokuşturulan “yabancı mühendis çalıştırma serbestliği” de yasalaşınca, büyük ihtimalle işsiz kalacak. Ama “Solculara rağmen özelleştirme yapılacak” diyen sermayenin vekilini, avuçları patlarcasına alkışlıyor. “TEKEL işçileri gibi direnmek zorunda kaldığınızda yanınızda yine biz olacağız” diyen genel başkanına, “Solcu. Kes sesini!” diye saldırıyor.
Ekmeğine göz diken, sermayenin vekili ile tek ortak paydası “sağcı” olmak. Sermaye kesesini dolduruyor. Türkiye’de milyarder sayısı hızla artıyor. Sefalet, yoksulluk, eğitimlilerin işsizliği halkın kaderi olmuş. O yoksulluğu paylaşan sağcı mühendis, pastadan irice payını alan holding müşaviri mühendis arkadaşının peşinde, AKP’li vekillerle birlikte emekten yana olan meslektaşına saldırıyor. Kurum müdürleri, üç kuruşluk koltuklarının diyetini ödemek için Başbakan’ın “Temizleyin dükkanı!” buyruğundan gerekli mesajı almışlar. Ve mühendis diplomalı işçiler, diziler halinde “sağcı” olmanın mesuliyeti ve işsiz kalacak olmanın ikilemi içinde gidip “sağcı” listeye oy veriyor.
Sonra da ortalıkta utanmadan “mühendis” diye geziniyor...